Panik Bozukluğu

Panik bozukluk, tekrarlayan panik ataklarının sebep olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. Panik Bozukluk herhangi bir hastalık, stres kaynağı ya da tetikleyici sebep yokken birden bire panik atak halinin gelmesi, atakların tekrarlanması ve bazen sürekli hale gelmesi durumudur.

Panik bozukluğunda, atakların olmadığı zamanlarda yeni atak gelecek kaygısı yaşanır. Panik atağı yaşadığı için kalp krizi geçirme, ölme, kontrolü kaybetme, delirme ihtimallerini düşünüp üzülme durumu görülür. Ya da kişi, bu ihtimalleri düşünüp gündelik hayatını aksatır.

Atak geldiği zaman güvenli bir yerde olmak için okula, işe gitmek istemeyebilir, arkadaşlarıyla görüşmez, dışarı çıkmak istemez. Bu durumlarda panik bozukluğu gelişmiş olması ihtimali yüksektir. Psikiyatrik bir hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekir.

Beklenmedik yer ve zamanlarda ortaya çıkan yinleyeci panik atakları ile karakterize olmuş bir kaygı bozukluğudur. Panik atakları, ölüm, felç geçirme, aklını yitirme, bayılma endişeleri gibi dehşet duyguları yaratan psikolojik süreçlerdir. Atak sırasında bu tür dehşet duygularına eşlik eden, çarpıntı, soluk kesilmesi, ateş basması, sıcağa bağlı olmayan terleme, uyuşma ve karıncalanma, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler görülür.

Tedavi edilmeden süren panik bozukluğuna sahip kişiler, ataklar sırasında sıklıkla soluğu acil serviste alırlar. Yaşadıkları durumun fiziksel bir hastalıktan kaynaklanmıyor oluşu nedeniyle çeşitli yatıştırıcılar kullanılarak atağı atlatmalarına yardımcı olunmaya çalışılır. Psikiyatri uzmanları ile görüşmeye yönlendirilen kişiler, genellikle ilk kez bu şekilde tanı alırlar.

Ne zaman ve nerede gerçekleşeceği belli olmayan atakların ortaya çıkmasını bekler hale gelen kişinin genel stres düzeyi sürekli yüksek seyreder. Kişi kendini güçsüz, çaresiz ve mutsuz hisseder. Atak yaşama ihtimaline karşı sürekli tedbir alma ihtiyacı hissetmeye başlar.

Bu nedenle atağın yaşanma ihtimali olan yerlerden veya o sırada çevrede bulunması olası insanlardan uzak durmaya çalıştığı bir tür agorafobi geliştirebilir. Mutlaka güvendiği biriyle birlikte olmayı isteyip yalnız kalma olasılığından kaçınabilir.

Panik bozukluğu tedavisi sürecinde kişi kriz anlarında yaşadığı belirtileri kontrol altına alabilmesi için eğitilir. Atakların anlamını fark etmeye ve kendi başına kriz anlarının üstesinden gelmeye başladıkça atakların sıklığı, süresi ve şiddeti azalır. Kişi giderek daha az miktarda atak yaşama beklentisi hissetmeye başlar.

Böylece stres düzeyi daha sağlıklı bir duruma gelir. Sorunun yaşanmaya başlamasının ardında yatan duygusal nedenlere ilişkin farkındalığın oluşması ve yaşantıların yeniden anlamlandırılması, iyilik halinin yaşandığı dönemin getirilerini kullanarak süreci iyileşmeye doğru ilerletir.